6102 Sayılı TTK m.416’nın Yönetim Kurulu Toplantılarında Uygulanıp Uygulanamayacağı Sorunu

I. Giriş

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) çerçevesinde anonim şirketlerin iki zorunlu organı vardır. Bunlar; pay sahiplerinin tamamının doğrudan söz sahibi olduğu, karar ve oy hakkı kullandığı irade organı olan “Genel Kurul (GK)” ve genel kurulun seçimi ile görevlendirilen, şirketi yönetim yetkisine sahip icra organı olan “Yönetim Kurulu (YK)”dur. Bütün pay sahiplerine veya temsilcilerine yönelik olarak TTK m.414 ile belirlendiği şekilde genel kurul toplantısına çağrı yapılması, anonim şirket genel kurul toplantısının ve o kurulda alınan kararların geçerlilik şartı olarak kabul edilmektedir. Bu hükümle güdülen amaç, bütün pay sahiplerinin genel kurul toplantısından haberdar edilmelerini sağlamaktır. Böylece pay sahipleri hazırlık yapabilir, genel kurula katılarak paydan doğan haklarını kullanabilir ve şirketin geleceğinde söz sahibi olabilirler.

TTK’ nın Emredici Hükümler başlıklı 340.ncı maddesi; “Esas sözleşme, bu Kanunun anonim şirketlere ilişkin hükümlerinden ancak Kanunda buna açıkça izin verilmişse sapabilir.” Şeklindedir. Bu düzenleme ile TTK’da yer alan anonim ortaklıklara ilişkin hükümlerin emredici olduğu belirtilmekte ve bu hükümlerden sapabilmenin ancak, kanunda açıkça öngörülmüşse olanaklı olduğu söylenmektedir. Kanun koyucu bu düzenlemeyi özellikle küçük pay sahiplerini korumak amacıyla kabul etmiştir.1 Çağrı şeklini düzenleyen TTK’nın 414.maddesi de , çağrıyı yapanların, bir kısım pay sahiplerini GK dışında bırakarak şirketi kendi istekleri doğrultusunda yönetmek gibi kötü niyetlerini engelleme amacı taşır. Bu yönleriyle kamu düzenine ilişkin ve emredici nitelikte hükümlerdir.2 TTK m.416 ile getirilen çağrısız genel kurul ise, anonim şirketler açısından istisnai bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle küçük ve aile tipi anonim ortaklıklarda yaygın olarak kullanılan bu usulde, çağrıya ilişkin olanlar dışındaki tüm hükümlere uyulması gerekmektedir.(gündem, gerekiyorsa Bakanlık temsilcisi bulunması, görüşme, oy kullanma, karar alma, tutanak düzenleme gibi).3 Aşağıda öncelikle çağrısız genel kurul incelenecek olup ardından bu maddenin yönetim kurulunda uygulanabilirliği tartışılacaktır.

II. Çağrısız Genel Kurul

TTK’nın “Çağrısız genel kurul” başlıklı 416.maddesi; “(1) Bütün payların sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanabilir ve bu toplantı nisabı varolduğu sürece karar alabilirler. (2) Çağrısız toplanan genel kurulda, gündeme oybirliği ile madde eklenebilir; aksine esas sözleşme hükmü geçersizdir.” hükmüne havidir. İlgili maddede anonim şirket genel kurulunun çağrı usulüne uymadan toplanması düzenlenmiş olup, üç şarta bağlanmıştır. Bunlar; genel kurul toplantısına bütün pay sahipleri ve temsilcilerinin katılması, pay sahipleri veya temsilcilerinden hiçbirinin toplantının çağrısız olarak yapılmasına itiraz etmemesi ve genel kurula katılmaya, genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümlere aynen uyulmasıdır. Özellikle ortak sayısının sınırlı olduğu anonim ortaklıklarda ve tek adam ortaklıklarında genel kurulun bu şekilde toplanarak karar alması mümkündür.4

a. Çağrısız Genel Kurulda Karar Alabilme Ehliyeti

Kanun koyucu çağrısız genel kurul için genel toplantı nisabından ayrılarak yüzde yüz katılım sağlanmasını kabul etmiştir. Dolayısıyla pay sahibi sayısı fazla anonim şirketlerin herhangi bir çağrı prosedürüne uymadan toplanıp karar almasını çok zor hale getirilmiştir. Ortaklardan ya da temsilcilerinden bir kişi dahi katılmadığı takdirde diğer ortakların toplanarak kendi aralarında aldıkları kararlar ise yok hükmünde sayılmaktadır. Bu doğrultuda Yargıtay, “...çağrısız toplantı için bütün pay sahiplerinin aralarından biri itirazda bulunmadan toplanmasının gerektiği, dava konusu edilen ve çağrısız yapılan ortaklar genel kurulunun ise yasal düzenlemenin aksine davacı ortağa haber verilmeksizin ve onun katılımı olmaksızın davacı dışındaki diğer ortakların katılımı ile yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davalı şirketin 14/10/2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğu…” şeklinde karar vermiştir.5 Buna ek olarak çağrısız genel kurulun karar alabilme ehliyeti yalnız toplantının açılışında değil toplantı süresince aranmaktadır. O halde bir pay sahibinin toplantıyı terk etmesi de çağrısız genel kurulun karar alabilme yeteneğini ortadan kaldıracak ve bu andan itibaren alınan kararlar yoklukla malul olacaktır.6

b. Gündeme Bağlılık Kuralının İstisnası

TTK m.413/2; “Gündemde bulunmayan konular genel kurulda müzakere edilemez ve karara bağlanamaz. Kanuni istisnalar saklıdır” şeklindedir. Madde gereğince kural olarak anonim şirketler genel kurulunda gündemde bulunmayan konular müzakere edilemez ve karara bağlanamaz. Zira pay sahipleri, GK toplantısına katılıp katılmama kararlarını ve katılmaya karar verdikleri takdirde yapacakları gerekli hazırlıkları toplantının gündemine göre belirleyeceklerinden GK’da nelerin görüşüleceği madde madde düzenlenmelidir.7 Ancak çağrısız genel kurulu düzenleyen TTK’nın 416.maddesinin 2.fıkrası gündeme bağlılık ilkesinin bir istinasını oluşturmakta olup “Çağrısız toplanan genel kurulda, gündeme oybirliği ile madde eklenebilir; aksine esas sözleşme hükmü geçersizdir.” şeklinde düzenlenmiştir. Gündeme bağlılık ilkesinin amacına uygun bulunan bu hüküm, uygulamada tartışmalı olan konuyu da açıklığa kavuşturmuştur. İlk fıkrada belirtildiği şekilde toplanan çağrısız genel kurulda, oybirliği ile toplantı gündemine yeni madde eklenebilecektir. TTK m.416/2’nin devamında ise, aksine esas sözleşme hükmü ise geçersiz kılınarak tüm pay sahiplerinin oy birliği ile almak istedikleri bir kararın esas sözleşme ile önlenmesi de engellenmiştir.

III. TTK m.416’nın Yönetim Kurulunda Uygulanabilirliği

a. Genel Olarak

Yukarıda bahsedildiği şekilde çağrısız genel kurul müessesesi, anonim ortaklıklar hukukunun temel ilke ve kurallarının istisnasını teşkil etmektedir. İlk olarak genel kurulun bu yolla toplanabilmesi için, ortaklara herhangi bir çağrı yapılmasına ve çağrı prosedürüne ilişkin TTK m.414 düzenlemesine uyulmasına gerek yoktur. İkinci olarak çağrısız genel kurul gündeme bağlılık ilkesinin de önemli bir istisnasını teşkil etmektedir. Kanun koyucu genel kurul için böyle bir düzenleme yapmışsa da, yönetim kurulunun çağrısız toplanabileceğine ilişkin bir madde kanunda yer almamaktadır. Bu doğrultuda TTK m.416’nın yönetim kurulunda uygulanıp uygulanamayacağı yönünde yorum faaliyetlerine başvurulmaktadır. Yapılacak olan yorum faaliyetine karşı getirilecek olan ilk eleştiri “singularia non sunt extenda” yani istisnalar geniş yorumlanamaz ilkesi doğrultusunda genel kurul toplantıları için öngörülmüş olan bu istisnai halin genişletici yoruma tabi tutularak yönetim kurulu için de uygulanabilir olmasının kabul edilemeyeceği doğrultusunda olacaktır. Ancak hakkaniyete uygun doğru bir sonuca ulaşabilmek adına yapılacak olan yorum faaliyetlerinde gözetilmesi gereken ana ilkenin “eşit durumda olanların eşit uygulamalara sahip olması gerektiği” olduğunu belirterek bu çerçevede yapılacak olan yorum faaliyetlerinin başka herhangi bir metodik ilke ile çatışması durumunda, çözüme en kısa yoldan varma imkanı kullanılmalıdır.

b. Çağrısız Toplanan Yönetim Kurulunda Alınan Kararların Geçerliliği

Anonim ortaklıkta yönetim kurulu, fiilen toplantı yaparak karar almakta ve kurul olarak çalışmaktadır. Kurul olarak çalışma; çağrı ile gündem bağlamında yeter sayılara uyarak toplanmak, konuları ve önerileri müzakere ederek karar almak, kararları yazılı hale getirmek, imzalamak ve karar defterine geçirmek demektir. Kural olarak toplantı yapması gereken yönetim kurulunu ise, kimlerin toplantıya çağırabileceği hususunda kanun koyucu TTK m.392/7’de özel bir düzenleme yapmıştır. Bu düzenlemeye göre, her yönetim kurulu üyesi başkandan, yönetim kurulunu toplantıya çağırmasını isteyebilmektedir.8 Bu hüküm dışında kanunda çağrıya ilişkin herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Kanunda herhangi bir usul ve kural öngörülmemesi, şekil kurallarıyla toplantının yapılmasını güçleştirmeme gerekçesi yanında tek tip usul yerine her şirketin kendi ihtiyaçlarına ve özelliklerine göre kendi usulünü belirlemesinin daha isabetli olacağı tercihinden kaynaklanabilir.9 Zira şirket işleyişinin aksamaması için yönetim kurulunun çoğu zaman hızlı ve acil kararlar alması gerekmektedir. Çağrıyla ilgili bütün hususlarda başvurulacak hareket tarzı belirlenirken yahut icra edilen hareket tarzının isabetli olup olmadığını tayin ve tespit ederken başvurulacak ölçü dürüstlük kurallarıdır.10 Bu doğrultuda toplantıya çağrının kanunda herhangi bir şekle tabi tutulmadığını, ancak tüm yönetim kurulunun toplantıdan haberdar edilmesinin asıl amaç olduğu, yönetim kurulunun toplantıya çağırmanın başkanın görevi olduğu ve başkanın bulunmadığı zamanlarda başkan vekilinin de yönetim kurulunu toplantıya çağırabileceği yönündeki hükmün emredici olduğu ifade edilebilir.11

Yönetim Kurulu toplantılarının zamanı, sıklığı, çağrı usulü vb. hususlarla ilgili düzenlemelerin eğer şirket bir iç yönerge çıkaracaksa iç yönergeye konulması, en uygun çözümlerden biridir. Bu türden düzenlemelerin esas sözleşmeye konulması da düşünülebilir.12 Yapılacak bu düzenlemelerde aksi belirtilmedikçe yönetim kurulunda toplantıya çağrı bir şekle tâbi değildir. Dolayısıyla telefon, telgraf, e-posta, mektup, noter, hazır bulunan üyeye şifahen söyleme gibi araçların hangisinden yararlanılacağına, çağrıyı yapacak kişi karar verecektir. Ancak bu hususta bir hareket tarzı tayin ederken ispata ilişkin sorunların da hesaba katılmasında fayda vardır.13 Zira Yargıtay 11.HD 26.11.2020 tarih 2019/926E. 2020/5442K. sayılı kararında; hissedar ve yönetim kurulu üyesi olan davacının, kendisine haber verilmeden çağrısız ve usulsüz şekilde toplanan yönetim kurulunda alınan kararların iptalini talep ettiği davada, alınan kararın kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğuna karar verilmiştir.

Yönetim kurulu toplantısına çağrı, herhangi bir yöntem yasa ve ana sözleşme ile belirlenmemiş ise de; bu durum yönetim kurulu üyesinin toplantıya çağrılmayacağı sonucunu doğurmaz. Çağrısız genel kurulda olduğu gibi daha önce çağrı yapılmamasına rağmen bütün üyelerin hazır bulunması ve üyelerden hiçbirinin itiraz etmemesi kaydıyla çağrısız toplantı yapılabileceğinden kuşku duymamak gerekir.14 Çünkü yönetim kurulu toplantısına katılmak bütün üyeler için hem bir hak hem de bir görevdir. Kabul edilebilir bir hata olmadığı sürece yönetim kurulu üyelerinin bazılarına çağrı yapılmadan toplantı yapılıp karar alınması halinde bu kararın geçersizliği söz konusu olur.15 Bunun yanı sıra TTK’ nın “Yönetim Kurulu Toplantıları” başlıklı 390.maddesinin 4.bendinde, yönetim kurulunda toplantı yapılmaksızın karar alınması mümkün kılmıştır. Elden dolaştırma yoluyla karar alınması yöntemini düzenleyen ilgili madde; “Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Onayların aynı kâğıtta bulunması şart değildir; ancak onay imzalarının bulunduğu kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın geçerliliği için gereklidir.” şeklindedir. Maddeye göre üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı karar şeklinde yazılmış önerisine en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle kararlaştırılabilir. Anılan fıkranın ikinci cümlesinde aynı önerinin tüm üyelere yapılmış olmasının alınacak kararın geçerlilik şartı sayılması, toplantı çağrısının tüm üyelere yapılmaksızın karar alınmasına da kıyasen uygulanacağı ortaya çıkmaktadır. Bu hükme göre çağrısız yönetim kurulu toplantısı yapılması mümkün ise de, önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması alınacak kararın geçerlilik şartıdır.16 Bu doğrultuda Yargıtay 11.HD 2019/4941E. 2020/2973K. sayılı kararında; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından “TTK'nın 390. maddesine göre çağrısız yönetim kurulu toplantısı yapılması mümkün ise de; önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması alınacak kararın geçerlilik şartı olup, davalı şirket, davacıya toplantı için çağrı yapıldığını ve TTK'nın 390. maddesine göre önerinin davacı dahil tüm üyelere yapıldığını ispat edemediğinden” gerekçelerine dayanılarak verilen kararı onamıştır.

IV. SONUÇ

Netice itibariyle yönetim kurulunda kanunen kendisine yetki verilen başkan veya vekilinin yapacağı toplantı çağrısı, yönetim kurulunun toplanma yer ve zamanı veya toplanma aralığı herhangi bir şekle tabi değildir ve bu hususlara ilişkin Kanunda bir düzenleme yapılmamıştır. Çağrının şekline ilişkin ortaklık esas sözleşmesinde ve esas sözleşmede bulunmak kaydıyla iç yönerge de buna ilişkin bir düzenleme pay sahiplerince yapılabilir. Esas sözleşmede de bu hususla ilgili düzenlemenin yapılmadığı varsayıldığında, bu konuda aslolan üyelerin toplantı hakkında bilgi sahibi olmalarıdır. Dolayısıyla yönetim kurulunun toplanması için üyelere çağrı yapılacaksa çağrının bazı üyelere yapılmamış olduğu toplantıda alınan kararların geçerli olduğu ileri sürülemeyecektir. Diğer yandan toplantıya davetin yazılı şekilde yapılmaması alınan kararın geçersiz sayılması sonucunu doğurmayacaktır. Ancak çağrı şeklinin ispat edilebilir bir araca dayanması, örneğin; telefonla, faksla, noter aracılığıyla veya elektronik posta yoluyla yapılması toplantıda alınan kararların geçerliliği açısından önemlidir. Bununla birlikte TTK m.390/4’ te düzenlenen ve elden ele dolaştırma yoluyla karar alınması şeklinde adlandırılan yöntem ile yönetim kurulunun toplantısız karar alması mümkün kılınmıştır. Kanun koyucu alınan kararların geçerlilik şartı olarak önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması kuralını koymuştur. O halde bu maddenin kıyasen çağrısız yönetim kuruluna da uygulanabileceğini, yönetim kurulunun çağrısız karar alabileceğini ancak dürüstlük kuralı gereğince tüm üyelerin haberdar edilmesinin alınacak kararların geçerlilik şartı olduğu söylenebilecektir.


1 Şener,Oruç Hami, Ortaklıklar Hukuku,s.298,Kasım, 2012
2 Özer,Işık,Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul ve Genel Kurulun Elektronik Ortamda Toplanması ve Karar Alması,s.88, Ankara,2006
3 Prof.Dr. Bahtiyar,Mehmet,Ortaklıklar Hukuku,s.165, 11.Bası
4 Şener,Oruç Hami, Ortaklıklar Hukuku,s.457,Kasım, 2012
5 11.Hukuk Dairesi 2019/1269E. 2019/8039K.
6 Gerekçe TTK m.416
7 Özer,Işık,Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul ve Genel Kurulun Elektronik Ortamda Toplanması ve Karar Alması,s.92, Ankara,2006
8 Şener,Oruç Hami, Ortaklıklar Hukuku,s.386,Kasım 2012
9 Doç.Dr Akdağ Güney, Necla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre Anonim Şirket Yönetim Kurulu,s.482, İstanbul,2012
10 Doç.Dr Akdağ Güney, Necla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre Anonim Şirket Yönetim Kurulu,s.486, İstanbul,2012
11 Yargıtay 11.HD 2016/9409E. 2018/2154K.
12 Doç.Dr Akdağ Güney, Necla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre Anonim Şirket Yönetim Kurulu,s.482, İstanbul,2012
13 Doç.Dr Akdağ Güney, Necla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre Anonim Şirket Yönetim Kurulu,s.486, İstanbul,2012
14 Doç.Dr Akdağ Güney, Necla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre Anonim Şirket Yönetim Kurulu,s.487, İstanbul,2012
15 Yargıtay 11.HD 2017/4600E. 2019/4107K.
16 Yargıtay 11.HD 2016/13709E. 2018/6884K.